Tâ-i Merbûta ( التَّاءُ المرَْبُوطَةُ ): Yuvarlak tâ. Dişilik tâ’sı da denilen bu tâ, sonuna eklendiği isim ve sıfatları müennes yaparak müzekkerlerinden ayırır. Yuvarlak müenneslik tâ’sının kelimelerin aslından olmayıp zâid olduğu
unutulmamalıdır. Daha çok fiilden türeyen sıfatların (ism-i fâil, ism-i mef’ûl, sıfat-ı müşebbehe) ve ism-i mensûb’ların sonlarına eklenir. ( ة veya (ة şeklinde yazılır. Fiilden türememiş (câmid) isimlerde daha az bulunur.
Aşağıdaki örnek kelimeleri ve cümle içerisindeki kullanımlarını inceleyiniz:
مَرْءٌ – مَرْأَةٌ / فَتًى – فَتَاةٌ / شَابٌّ – شَابَّةٌ / قِطٌّ – قِطَّةٌ / كَلْبٌ – كَلْبَةٌ / كَاتِبٌ – كَاتِبَةٌ / طَالِبٌ – طِالِبَةٌ / مُعَلِّمٌ – مُعَلِّمَةٌ / مَقْتُولٌ – مَقْتُولَةٌ / تُرْكِيٌّ – تُرْكِيَّةٌ حَنَفِيٌّ – حَنَفِيَّةٌ / مَرِيضٌ – مَرِيضَةٌ / تَعِبٌ – تَعِبَةٌ / طَيِّبٌ – طَيِّبَةٌ
Bu kadın zengindir. . هَذِهِ المرَْأَةُ غَنِيَّةٌ Bu adam zengindir. . هذَا المرَْءُ غَنِيٌّ
Bu genç kız zekidir. . هَذِهِ الفَتَاةُ ذكَِيَّةٌ Bu delikanlı zekidir. . هَذَا الفَتَى ذكَِيٌّ
Genç kız terbiyelidir. . الشَّابَّةُ مُؤَدَّبَةٌ Delikanlı terbiyelidir. . الشَّابُّ مُؤَدَّبٌ
Kedi (dişi) uyuyor. . القِطَّةُ نَائِمَةٌ Kedi (erkek) uyuyor. . القِطُّ نَائِمٌ
Köpek (dişi) açtır. . الكَلْبَةُ جَائِعَةٌ Köpek (erkek) açtır. . الكَلْبُ جَائِعٌ
Zeynep bir yazardır. . زَيْنَبُ كَاتِبَةٌ Ahmet bir yazardır. . أَحمَْدُ كَاتِبٌ
O (bayan), bir öğrencidir . هِيَ طِالِبَةٌ O (bay), bir öğrencidir. . هُوَ طَالِبٌ
Annesi bir öğretmendir. . أُمُّهُ مُعَلِّمَةٌ Babası bir öğretmendir. . أَبُوهُ مُعَلِّمٌ
Maktule doktordu . كَانَتْ المقَْتُولَةُ طَبِيبَةً Maktul doktordu. . كَانَ المَقْتُولُ طَبِيبًا
Hatice Türk’tür. . خَدِيجَةُ تُرْكِيَّةٌ Mahmut Türk’tür. . مَحْمُودٌ تُرْكِيٌّ
Öğretmen Hanefîdir. . المدَُرِّسَةُ حَنَفِيَّةٌ Öğretmen Hanefîdir. . المدَُرِّسُ حَنَفِيٌّ
Kız kardeşim hasta. . أُخْتِي مَرِيضَةٌ Erkek kardeşim hasta. . أَخِي مَرِيضٌ
Bayan doktor yorgundur. . الطَّبِيبَةُ تَعِبَةٌ Doktor yorgundur. . الطَّبِيبُ تَعِبٌ
O, iyi bir kadındır. . هِيَ اِمْرَأَةٌ طَيِّبَةٌ O, iyi bir adamdır. . هُوَ رَجُلٌ طَيِّبٌ
Dişi köpek yavrularına şefkatle bakıyordu. . كَانَتْ الكَلْبَةُ تَنْظُرُ إلى صِغَارِهَا بِحَنَانٍ
Fatma! Sen Hanefi mi yoksa Şafii misin? ؟ فَاطِمَةُ! هَلْ أنْتِ حَنَفِيَّةٌ أمْ شَافِعِيَّةٌ
Bayan yazar okurları için kitaplarını imzalıyor. . الكَاتِبَةُ تُوَقِّعُ كُتُبَهَا لِقُرَّائِهَا
Ne yazık ki! Hemşire hastaydı. . لِسُوءِ الحَظِّ! كَانَتْ الممَُرِّضَةُ مَرِيضَةً
Yuvarlak tâ; isim ve sıfatlara müenneslik anlamı kazandırmasının yanı sıra, cins isimlere teklik anlamı da kazandırır. Bu durumda “Tâü’l-vahde” adını alır. Aşağıdaki kelime örneklerini ve cümle içerisindeki kullanımlarını inceleyiniz:
زَهْرٌ – زَهْرَةٌ / شَجَرٌ – شَجَرَةٌ / وَرْدٌ – وَرْدَةٌ / نَمْلٌ – نَمْلَةٌ / نَحْلٌ – نَحْلَةٌ
Çiçeği ve gülü çok severim. . أُحِبُّ الزَّهْرَ والوَرْدَ كَثِيرًا
Bir çiçek kopardım, bir gül kokladım. . قَطَفْتُ زَهْرَةً وَشمََمْتُ وَرْدَةً
Birinci cümlede الزَّهْرَ ve الوَرْدَ kelimeleri cins isimlere “bir tek, bir tane” anlamı kazandıran “Tâü’l-vahde” ( ة) getirilmeden kullanıldığı için anlam olarak çiçek ve gül cinsini ifade etmektedir. Aynı kelimeler ikinci cümlede
زَهْرَةً ve وَرْدَةً şeklinde teklik anlamı taşıyan “Tâü’l-vahde” ( ة) ile kullanıldığı için bir tek çiçek ve bir tek gül anlamı kazanmıştır. Aşağıdaki örneklerde de durum aynıdır.
النَّمْلُ وَالنَّحْلُ مِنَ الحَيَوَانَاتِ المجُْتَهِدَةِ. Karınca ve arı çalışkan hayvanlardandır.
Bu küçük bir karıncadır. هَذِهِ نَمْلَةٌ صَغِيرَةٌ
Bu büyük bir arıdır. هَذِهِ نَحْلَةٌ كَبِيرَةٌ
Dişilik tâ’sı muttasıl zamirle birleştiği zaman ( ت) şeklinde yazılır.
حَدِيقَةٌ – حَدِيقَتُنَا / حَقِيبَةٌ – حَقِيبَتُهَا / سَيَّارَةٌ – سَيَّارَتُهُ / نَظَّارَةٌ – نَظَّارَتُكَ فَعِيلٌ) ) ölçüsünde olup ism-i mef’ûl (edilgen ortaç) anlamı taşıyan sıfatı müşebbehe’ler ile, ( فَعُولٌ ) ölçüsünde ism-i fâil (etken ortaç) anlamı taşıyan
sıfatlarda erillik-dişillik ayrımı yoktur. Bu vezinler müzekker ile müennes arasında ortaktır.
Öldürülmüş bir kadın. . اِمْرَأةٌ قَتِيلٌ / Öldürülmüş bir adam. . فَعِيلٌ: رَجُلٌ قَتِيلٌ
Yaralı bir kadın. . اِمْرَأةٌ جَرِيحٌ / Yaralı bir adam. . فَعِيلٌ: رَجُلٌ جَرِيحٌ
Sabırlı bir kadın. . اِمْرَأةٌ صَبُورٌ / Sabırlı bir adam. . فَعُولٌ: رَجُلٌ صَبُورٌ
Yaşlı bir kadın. . اِمْرَأةٌ عَجُوزٌ / Yaşlı bir adam. . فَعُولٌ: رَجُلٌ عَجُوزٌ
قَتِيلٌ kelimesi مَقْتُولٌ öldürülmüş, صَبُورٌ kelimesi صَابِرٌ sabırlı anlamındadır.
جَرِيحٌ kelimesi مَجْرُوحٌ yaralanmış, عَجُوزٌ kelimesi عَاجِزٌ âciz, yaşlı anlamındadır.
Boşlukları parantez içindeki uygun kelimelerle doldurunuz.
صَافِيَةٌ – ثَقِيلَةٌ- شَابَّةٌ – هَادِئَةٌ – سَاطِعَةٌ) – ◌َ (صَبُورٌ – الحَدِيقَةُ – الجَدَّةُ
1. ………تَتَكَلَّمُ مَعَ حَفِيدِهَا. 2. هَذِهِ ……….مُؤَدَّبَةٌ.
3. ……………خَضْرَاءُ 4. السَّمَاءُ………..اليَوْمَ.
5. الشَّمْسُ…………. 6. المكَْتَبَةُ……….. .
7. عَائِشَةُ اِمْرَأةٌ…….. 8. الحَقِيبَةُ…………